Demokratik Toplum Kongresi’nin açılış konuşmasını yapan eski DEP Milletvekili Leyla Zana, ‘’Önümüzdeki zaman içerisinde bütün Kürtler birleşecek. Kürtlerin hakları için bütün gücünü birleştirecek’’ dedi. DTP’nin büyük kongresi öncesi yaptığı Demokratik Toplum Kongresi Amed’de başladı. Kongreye, 500 delege katıldı. Kongrenin Kürt sorununun çözümü konusunda bir proje ortaya çıkarması bekleniyor. Kongrenin açılış konuşmasını eski DEP Milletvekili Leyla Zana yaptı. Zana, Kürtçe yaptığı uzun konuşmada, KCK Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan başka bir yere nakledilmesini istedi. Leyla Zana, yeni Anayasa’da Kürtlerin varlığının ve kendi kültürleriyle yaşayabilme iradesinin yer almasını talep etti. Kürtler özgür olmadan Ortadoğu halklarının demokrasiyi yaratamayacağını vurgulayan Zana, o zaman onların da özgür olamayacağını kaydetti. “Komşum, kardeşim ne kadar özgür olursa ben de o kadar özgür olurum” diyen Zana, “Eğer kıyaslama yapılmazsa, ve düşünülmezse bütün halklar zarar görür. Bütün Türkiye’ye, dünya ve Avrupa’ya, Kürt kadın ve erkeklerine sesleniyorum; Geri adım atmayacağım. Geçmiş yüzyıla bakmayacağım. Yeni yüzyıla bakacağım” dedi.
‘Kürtler ne istiyor ortada’
Öcalan’ın 1999 yılında Türkiye’ye getirilmesine değinen Zana, “Yıl 1999’da bütün Kürtlerde siyasi bir zelzele oldu. 1999’da Kürt Önderi yakalandağında yüreğinde birazcık vicdanla düşünen, ‘niye bu haldeyiz’ dedi. Bütün Ortadoğu ve Batı dünyası Kürtler karşısında birleşti. Bir şahıs gibi görüldü ama yaptıkları ve söyledikleri ile bir ulus yaratmıştı. Amerika, İsrail ve İngiltere hepsi bir oldu. Kürtler üzüldüğünde onlar ilginç bir cevap verdi. ‘Biz teslim ettik, çünkü Türkiye bize verirseniz Kürt sorunu çözeriz dedi’. Beyaz Saray, ‘Kürt sorununun çözümü için teslim ettik’ dedi. O günden itibaren 9 yıl geçti. Bu ülkelere sesleniyorum; Bunca yıldır, bir adım dahi atıldı mı? Hayır. Bugün ilk soru bu olmalı Türkiye’ye. Siz istediniz verdik, Kürt halkının da istekleri vardı ne verdiniz onlara. Hiç bir şey. Birkaç belediye vardı onlara da göz koydunuz. Kürt halkı adına bu yaptıklarına ben utanıyorum. Hiç bir sorunumuz Kürtlerle yok deniyor. Ben de Kürtlere soruyorum; Sorun var mı yok mu? Ben bir Kürt olarak biliyorum ki sorun var. Benim sorunum var. Bir Kürt özgür konuşamıyorsa, tarihini, kültürünü, anadilini konuşamıyorsa, demek ki çok büyük ve derin bir sorun var. Kürtler de bu sesini duyurmalı. Dünya sormalı, acaba Kürtler ne istiyor?”
‘Onurlu Kürt, kardeşini vermez’
Türkiye’nin PKK’nin üst düzey kadrolarını Federal Kürdistan Hükümeti’nden istemesine de değinen Zana, “Türkiye başınızı bize verin diyor. Ben inanıyorum ki hiçbir haysiyetli ve onurlu Kürt, kardeşinin kafasını vermez. Ya parçalıyorsunuz, ya da zindana atıyorsunuz. Her Kürt inanıyorum ki bu soruyu soracak. Devlet kim olursa olsun, siz Kürtlere ne yaptınız ki ne istiyorsunuz. Tarihte ne istediyseniz verdik. Selahadini Eyyübi’den bu yana hep böyle oldu. Acaba dünya halen Eyyübi’nin öcünü almadı da mı bunu yapıyor? Bütün İslam dünyası bizimle savaştı ve bizimle baş edemedi. Bugün diyoruz ki; dünyaya karşı da savaşmayalım. Diğer halklara karşı da. Türkiye’nin bizden istediklerini de yapmak istemiyoruz. Türkiye’ye sesleniyorum; Kürtlerden ne istediysen verdi. Artık Kürtlerden istediğin bir şey kalmadı. Vereceğin şeyler var. Bunu göz önüne alman lazım. Biraz değil. Kürt meselesi nasıl silahlı meseleye döndü. Buna bakman lazım. Eğer Kürtlere güvenmiyorsan, Kürt halkının amacı ve çabası, ayrılıktan yana olur diyorsan, ben diyorum ki yalan. Böyle bir talep yok. Dünyaya sesleniyorum: Biz bütün dünya halkları gibi, aydınlık ve özgür bir yaşam istiyoruz. Biz terörist değiliz. Biz kimsenin malını mülkünü talan etmedik. Biz talancı değiliz. Kim öyle olduğumuzu düşünüyorsa, kendisi öyledir” diye konuştu.
‘Artık kimse Kürtleri kandıramaz’
Bu konuşmanın tarihi bir konuşma olduğunu düşündüğünü aktaran Zana, şunları dile getirdi: “Ya savaş sesi vereceksin, ya da ad. Ben savaş sesi vermeyeceğim. Halktan kimse istemiyor. Acaba siz hangi yolu bıraktınız ki biz silaha el attık. Türkiye ne zaman bu yola girdi. Geçmiş yüzyıllar gibi dünyayı kandırıp, Kürtlerden her şeyi alamazsın. Bir daha diyorum; Kürtleri kandıramazsınız. Ben bir Kürt annesiyim. Çocuklarını kaybeden anneler kadar acı çekiyorum. Kürt anneleri yüreği yandığı halde, ben silah alıp savaşacağım dememiş. Her seferinde benim yüreğim yandı, başkasının yanmasın dedi. Kürt gençleri de özgürlük ve demokrasi için mücadele etti. Tekrar sesleniyorum: Ateşi harlandırmasınlar. Bilimsel ve insani bir çözüm bekliyoruz. Kimse artık Kürtleri kandıramaz.”
‘Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz’
“Biz yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyen Zana, 9 yıldır demokratik bir yaşam istediklerini hatırlattı. Zana, “ama kimliğimle, idaremle, kültürümle ve tarihimle bir yaşam istiyoruz. Bunlardan biri de dildir. Dil insanın yaşamıdır, varlığıdır. Diyorlar ki dershane açtık niye gitmediler, öğrenmediler. Ben dünyaya soruyorum; bir topluluk bir halk gösterin ki ekmek parasıyla anadilini öğrensin. Bir örnek versinler. Kürtlere diyorlar ki yemek yemeyin, gidin annenizin dilini öğrenin. Bu da bu dönemin ayıbıdır. Onlar yerine utanıyorum. Kimse Kürtlere böyle bir şey diyemez. Ankara’ya toplamışsın her şeyi. Madem sen kardeşiz diyorsun, o zaman paylaşalım. Biz paylaşmaya davet ediyoruz” dedi.
‘Öcalan başka yere alınsın’
Yeni Anayasa tartışmalarına da değine Zana, “Anayasa’da sadece Kürtlerin varlığını yazsan. Kürtler vardır, tarihsel hakları vardır, kültürünü yaşayabilir dersen... Kürtler ondan sonra tekrar silaha sarılırsa, söz veriyoruz ki önce ben ve biz ‘terörist’ kabul edeceğiz. Ama önce sen bunları yap. Silah taşıyanlar da bu milletin evladı. Hepsi bilinçli, yarısı üniversitelerde okumuş, eğitim almış. Kürtlerin önderlerinden halkına kadar herkesi cahil görüyorsun ve saldırıyorsun” diye konuştu. Birinci şart olarak Kürtlerin Anayasa’da kabul edilmesini isteyen Zana, ikinci şart olarak da Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nden alınarak halkıyla bağının bulanacağı bir yere nakledilmesini istedi. Zana, “Size affedin diyeceğim ama bunu kendi kabul etmez. 9 yıldır adaya aldınız. Halktan kopardınız. Halkla iletişim kurabileceği bir yere nakledilirse ve o zaman da Kürtler silaha sarılırsa söz onlara karşı biz ayaklanacağız. Eğer bunu yapmazsak o zaman teröristiz” dedi.
‘Bütün Kürtler birleşecek’
Zana, “Ben inanıyorum ki önümüzdeki zaman içerisinde bütün Kürtler birleşecek. Kürtler, hakları için bütün gücünü birleştirecek. Halkın talepleri konusunda bir birleşme olmalı en azından” diye konuştu. “Eğer bütün dünya bize saldırıyorsa, biz de düşünelim, niye böyle? Her Kürt bu soruyu sormalı kendine nerde yanlış yaptık” diyen Zana, şöyle devam etti: “İlk günden Kürtlerin lideri budur, kim savaşıyorsa barış onunla yapılır. Biz sadece yardımcı olabiliriz denseydi... Yakın zamana kadar yorumlanabilirdi en azından. Ben Kürtlerin hizmetkârıyım. Her Kürt bilinçli olarak buna bir cevap vermeli. Duruşunu ona göre belirlemeli. Bazıları bana kızıyordur da. Ama ben kimseye kızmıyorum. Benimle olan ve onu eleştirdiğimi de dışarıda kucaklıyorum. Ama doğruyu görelim ve birbirimize gösterelim. Bütün halkımdan bunu istiyorum. Ben en korkak ve en cahili olduğumu söyledim başında da. Kürtleri geçen yüzyıla götüreceğiz diyorlar. Beni değiştirirlerse Kürt halkını da değiştirirler. Benden başlasınlar.”
Zana, konuşmasının sonunda 1997 yılında Ulucanlar Cezaevi’nde iken kendisine gelen İranlı şair Resul Rıza’nın ‘Çocuklar ağlamasın’ adlı şiirini okudu. Şiiri okuduğu sırada gözleri dolan Zana, yoğun alkış aldı.
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
Anasayfa 
C.tesi Ekim 27, 2007 10:22 pm
