Tümü kardeşim gibi. Herhangi bir kötülük görmedik. Şimdi durumumuz iyidir. Bize anlatıldığı gibi değil buralar.” “Radyoda 15 ölüden bahsediliyordu. Devlet saklıyor. Kendi gözümüzle gördüğümüz 20-25 arkadaşımız öldü.”
Güney Kürdistan’a girmek isteyen Türk ordusu ile 21 Ekim tarihinde Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ne bağlı Oremar’da yaşanan çatışma sonucunda HPG tarafından esir alınan 8 asker ilk kez gazetemize konuştu. Gerillalar için “tümü kardeşlerimiz gibi arkadaşça yaklaşıyorlar” diyen askerler, “durumumuz gayet iyi. Bize anlatıldığı gibi değil buralar. Gerçeği gördük, herkese anlatacağız” ifadesini kullandı.
Türkiye, Meclis’ten geçirdiği tezkere ile Güney’i işgal planını devreye koymak isterken, 21 Ekim’de kamuoyunun dikkatleri bir anda Yüksekova’nın Oremar kırsalına çevrildi. Türk ordusu, Hakkari Yüksekova Dağlıca Taburu’na bağlı birlikler ile, sınırını sıfır noktasında bulunan Şûkê, Ertis, Şatunis, Satê ve Stûnê köylerinden Güney Kürdistan’a girmeye çalışmış, ancak Halk Savunma Güçleri (HPG) gerillalarının cevabı ile karşılaşmıştı. Burada yaşanan çatışmada Türk ordusu ağır darbe aldı; 35 asker öldü, çok sayıda asker yaralandı. 8 asker ise HPG tarafından esir alındı. “Güney’e gireceğiz” naraları atıldığı bir sırada yaşanan bu başarısızlık, Genelkurmay’da ve devlet yetkililerinde şok etkisi yarattı. Oremar’daki ölü sayısı gizlendiği gibi, kayıp veya alıkonulan asker olmadığı söylendi. Ancak HPG’nin esir aldığı 8 askerin isimlerini açıklaması ve görüntülerini kamuoyunu sunması ile, yalan ortaya çıktı ve Genelkurmay, “kendileriyle irtibat kesilen 8 personelimizle yapılan tüm aramalara rağmen halen irtibat kurulamamıştır” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Asker ailelerine ise bilgi vermekten kaçındı. Ailelerin başvuruları “bilgi veremeyiz” denilerek geri çevrildi.
8 askerden Mehmet Şenkul (Niğde),
İrfan Beyaz’ın (Antep) aileleri DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’a, Ramazan Yüce’nin ailesi ise Mersin’deki İHD şubesi’ne başvurarak yardım talebinde bulundu. DTP, İHD ve MAZLUMDER ise, esir askerlerin bırakılması için arabuluculuk da dahil her türlü çabayı göstereceklerini söyledi. HPG ise, ilk günden bu yana, ailelerdeki bekleyişi ve Türk devlet ve medyasının çarpıtmalarını da gözönünde bulundurarak sık sık askerlere ilişkin açıklama yaptı. HPG Anakarargah Komutanı Bahoz Erdal, esir alma eyleminden bir gün sonra yaptığı açıklamada, “sözkonusu askerler güçlerimizin elinde esirdir. Sağlık durumları iyi. Bir asker hafif yaralanmıştı, sağlık ekiplerimiz tedavisiyle ilgileniyor şu anda durumu iyidir. Uluslararası anlaşmalar ne gerektiriyorsa kendilerine bu çerçevede davranacağız” dedi. Bir gün sonra ise askerlerin görüntü ve fotoğrafları kamuoyuna sunuldu. Şu anda gerilla sahalarında olan esir askerlerin söyledikleri de HPG’nin açıklamalarını doğruluyor. Esir alınan 8 askerden Ramazan Yüce, İrfan Beyaz, Mehmet Şenkul ve Halis Tan, durumlarının iyi olduğunu belirterek, Türk devletinin manipülasyonuna da dikkat çekiyorlar: “bize anlatıldığı gibi değil buralar, bunları herkese söyleyeceğiz....”
‘Türkiye gazetelerine kanmayın’
Ramazan Yüce:
Ben Mardin Derik’e bağlı Mezre Köyü’ndenim. 3. motorlu piyade taburunun 2. bölüğünde havan kısmında nişancıyım. Bütün halkın beni tanımasını istiyorum. Şimdiye kadar bize hep, ‘bunlar teröristtir, kadın ve çocukları öldürüyorlar’ diyorlardı. Oysa öyle birşeyin kesinlikle olmadığını burada kendi gözlerimle gördüm. Bu tür şeylere inanmasak da, devlet içinde böyle bir şey vardı. Resimler gösteriyorlardı, gazetelerde çıkıyordu. Türkiye gazeteleri bu konuda hep yalan söylüyorlar, kimse kanmasın buna. Aileme de seslenmek istiyorum buradan. Keyfim yerindedir, tümü kardeşim gibi. Herhangi bir kötülük görmedik. Şimdi durumumuz iyidir. Bize anlatıldığı gibi değil buralar. Gerçeği gördük şu an. Bunları gelip halka da söyleyeceğiz. Eğer allah izin verirse, allahın izniyle geleceğiz tabii. Bunları herkese söyleyeceğiz. Bazı arkadaşlarım öldü. Radyoda 15 ölüden bahsediliyordu, oysa devlet bunu saklıyor, kendi gözümüzle gördüğümüz 20-25 arkadaşımız öldü. Özellikle devlet büyüklerine sesleniyorum; bu artık silah yöntemiyle çözülecek bir sorun değil. Masaya otursunlar, güzellikle çözsünler. Ne asker ne de gerilla anne ve babalarının ağlamasını istemiyorum. Erdoğan diyor ki, benim oğlum askerlik yapamaz. Gelsin de görsün o zaman burdaki askerliği. Belki o zaman askerin ve askerliğin değerini bilir. Arkamızdan gelmeyen tabur komutanımıza da seslenmek istiyorum. Eğer sağsa tabii.. Onun da hataları var. Bize destek göndermediyse, bu demektir ki bizim asker olarak kalmamız için sebep kalmamıştır. Ve elimden geldiği kadar Türk ordusundan uzaklaşmaya çalışacağım.
Herşeyin siyasi yollarla çözülmesini, silah seslerinin bitmesini, kan dökülmemesini istiyorum. Bugüne kadar dökülen kan yeterdir. Türk ve Kürt askerler de öldü, ancak ben hepsinin ismini bilmiyorum. Ben de yeni gelmiştim buraya. Tümü buraya yeni gelmiş askerlerdi, ben kimseyi tanımıyordum. Tezkereme 42 gün kalmıştı, allahın izniyle ben de dönecektim. Ama olmadı. Buradaki durumumuz da iyidir, kimse bizim için kaygılanmasın. Bizim bölük daha önce Çukurca Işıklı Taburu’ndaydı. Yazla birlikte operasyon için bizi Dağlıca’ya gönderdiler. O dönemde biliyorduk bir şeyler olacağını. 5 ay önce evden gelirken aileme bu şekilde şeyler olduğunu söylemiştim. Tüm anneler bilsin ki, devlet bize bakmıyordu, bizi gönderiyordu ama peşimizde gelmiyordu. Sadece fakir ve günahsız insanlar ölüyor. Selamlarımı söylüyorum herkese. Bizi merak etmesinler. Annem belki izleyemez beni, ama dayımlar beni izleyebilirler. Tümüne selamlarımı gönderiyorum, beni merak etmesinler. Anneme de deyin, bu parmağıma taş çarpmış, demesin “yaralıdır” yaramız yoktur.
‘Bu iş savaşla çözülmez’
Halis Tan:
21. Motorlu Piyade Taburu, Hakkari Yüksekova Dağlıca Taburu’nda görev yapmaktaydım. Rütbem Uzman Çavuş. Benimle birlikte 8 arkadaşım esir düştük. Yalnız bize yapılan muamele gayet iyi ve biz gayet rahatız şu an. Bizi merak etmeyin. Devlet bürokratlarına sesleniyorum; bu iş silahla, savaşla halledilecek bir mesele değil. Parti gözetmeksizin oturulacak ve insanca kararlar alınacak. Diyeceklerim budur. Yani insan ayrımı yapmak istemiyoruz. Biz Türkiye’de herkesle kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ne bizim analarımız ağlasın, eşlerimiz dul kalsın, çocuklarımız babasız büyüsün, ne de başkalarının. Çünkü kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına yapmak istemeyiz. Devlet büyüklerine sesleniyorum; bizim şu anda durumumuz iyi, rahatız. Artık gerisi size kalmış. Vurulan askerlerin sayısını net olarak bilmiyorum, ama 20’nin üzerindedir. Bize burada gayet efendi, gayet misafirperver, gayet arkadaşça yaklaşmışlardır. Her konuda yardımcı olmuşlardır ve yardımcı olmaya da devam ediyorlar.
‘Abi-kardeş gibiyiz’
Mehmet Şenkul: Niğdeliyim. 3. Motorlu Piyade Taburu’nun, 3. Bölüğü’nün Takım Çavuşuyum. Esir alındık. Şu anda iyiyiz, bizi hiç merak etmesin ailemiz ve bizi tanıyan herkes. Bize kötü davranan hiçkimse yok, abi kardeş gibiyiz. Böyle beklemiyorduk aslında ama yanılmışız demek ki. İyiyiz şu anda, kimsenin bizi merak etmesine gerek yok. Allahın izniyle sağ salim kavuşacağız sevdiklerimize, ailemize. Bizim bildiğimiz, bize şöyle böyle kötü deniliyordu. Ama hiç böyle karşılanacağımızı bilmiyordum ben.
Diğer askerler de teslim olsaydı, birşey olur muydu onlara?
Hayır olmayacaktı. Kesinlikle olmayacaktı. Birçok arkadaşımız orada şehit oldu. Devlet büyüklerine kalmış halimiz. Görüyorlar işte halimizi.
Peki sence Türk ordusu Güney Kürdistan’a yönelik bir operasyona hazır mı, bu kabiliyeti var mı?
Onu tam bilemem ki. İşte gördüler, hazır olup olmadığını 3. Motorlu Piyade Taburu’nun. Nasıl hazır olduğunu gördüler zaten...
‘Bize gayet iyi bakılıyor’
İrfan Beyaz:
Gaziantep doğumluyum. Hakkari Yüksekova, Dağlıca Köyü’nde 3. Tabur, 3. Bölük’te görev yapmaktayım. MG-3 nişancısıyım. Buradan söylemek istediğim, ailelerimiz bizleri merak etmesin. Gayet iyi bakılıyor bize, kardeşçe yaklaşılıyor. İnşallah en yakında zamanda, tabii devlet büyükleriyle anlaşmalarına bağlı olarak bizi evlerimize gönderecekler.
ERDAL AGİT
PAZARTESİ: FUAT BAŞODA, İLHAMİ DEMİR, ÖZHAN ŞABANOĞLU ve FATİH ATAKUL’un anlatımları.....
Anasayfa 
C.tesi Ekim 27, 2007 1:23 pm
